27 Ekim 2015 Salı

Telepati ile mi propaganda yapalım?



23 Ekim 2015 - Jiyan.org (Jiyan.org'a erişim yasağı olduğu için yazıyı buraya da koydum.)

7 Haziran seçimleri için HDP gönüllülerinden oluşturduğumuz bir grubumuz var. Grubumuzun amacı sabah 7.00 ile 10.00 arası işe gitmeden önce Kadıköy ve civarının önemli noktalarında işe gidenlere yönelik seçim çalışması yapmak. 10 ila 15 kişi arasında ve işe gitmeden önce başka gönüllülerin de arada uğradığı ve kendi disiplini ile çalışan keyifli bir grup. Ağırlıklı olarak Ünalan’da bulunan metrobüs girişi, Kadıköy İskelesi ve Söğütlüçeşme metrobüs duraklarında yaptığımız çalışma ile 1. Bölge’nin sabah işe giden kesiminin bir bölümüne ulaşmayı kendimize hedef edinmiştik. 7 Haziran öncesi on binlerce kişinin geçtiği bu güzergahlarda on binlerce bildiri dağıtıp binlerce insanla yüzyüze konuşmalar gerçekleştirmiştik.

1 Kasım için de bir kez daha ekibimizi topladık ve bu hafta ortası itibari ile çalışmalarımıza yeniden başladık. 1. Bölge 4. sıra milletvekili adayımız Serpil Kemalbay’ın da bizzat sabah dağıtımlarına katılımıyla çalışmalarımız yoğun yağmura rağmen sürmekte. Ancak bugün yaşadığımız olayla, gittikçe sınırlanan propaganda imkanlarımızın sonuncusunun da elimizden alınmaya çalışıldığına şahit olduk. Yaşanan olayı kısaca anlatmak gerekirse; bugün oldukça önemli gördüğümüz Ünalan metrobüs girişinde sabah çalışmamızı yapmak üzere saat 7.30’da buluşmuştuk. Bu ulaşım noktasını önemli görüyoruz zira sabahın bu diliminde insanlar nehir misali buradan metrobüslere binmek üzere güldür güldür akıyor. Burada geçirilen iki saat hem derdimizi anlatmak hem de doğrudan bir iletişim kurabilmek açısından bizim için oldukça önemli. Daha önce de yaptığımız gibi ses cihazımızı içinde bulunduğumuz duruma uygun olarak ayarlayıp giriş ve çıkışlara yerleşerek propagandamıza başladık. İki saatlik çalışma sonunda elimizdeki bildirileri bitirdik ve içimizde bir işi tamamlamanın verdiği huzur ile artık işlerimize gitmek üzere toparlanıyorduk ki bir süredir bizi izleyen sivil polislerin yanımıza gelerek dağıttığımız seçim bildirisinin yasaklandığını ve tutanak tutacaklarını söylemeleri ile o duygu hemen dağılıverdi. (Artık birilerinin huzurunu nasıl kaçırmışsak iki dakikalık huzuru da çok görüyorlar.) Bize bu yönde gelen herhangi bir tebligat olmadığını ve ellerinde yazılı bir karar olup olmadığını sorduk ve Ağrı’da alınmış bir karar ile yüzleştik. Kısa bir soruşturma ile Ünalan’ın Ağrı’ya bağlı olmadığı konusundaki bilgimizi kesinleştirerek bu kararın Ağrı’da alındığını ve Ağrı’yı bağlayacağını bize burayı ilgilendiren bir kararlarının olup olmadığını sorduk. Bu arada HDP avukatlarını arayarak durum hakkında bilgi verip onların yönlendirmeleri ile polislerle tartışarak böyle bir tutanağı imzalamayacağımızı söyledik. Avukatların yönlendirmesi ile tutanağa ve bu uygulamaya karşı resmi bir itirazda da bulunmak üzere 1. Bölge Seçim Koordinasyonundan Tülay Korkutan Üsküdar Emniyet Müdürlüğü’ne geçti. HDP’nin görevlendirdiği avukatlar da gerekli müdahalelerde bulunmak üzere hemen Tülay’ın yanına ulaştılar. Avukatlardan aldığımız ilk bilgi savcının ifade için Kartal’a çağırdığı oldu. Kartal Adliyesi’nde savcının ‘Yasadışı Örgüt Propagandası’ ile suçlamasına karşın arkadaşımız serbest bırakıldı ve hemen propaganda faaliyetlerine geri döndü.


Çok ilginç bir seçim dönemi geçiriyoruz. Seçim süreci en genel anlamıyla propaganda sürecidir ve çeşitli kanalları kullanarak düşüncelerinizi, vaatlerinizi, eleştirilerinizi insanlara aktarır, onları ikna ettiğiniz ölçüde kendinize oy toplamaya çalışırsınız. Nedir bu kanallar? Yazılı, işitsel, görsel medya, sokaklar, meydanlar, duvarlar. Bir parti düşünün ki yüksek barajları aşmasına rağmen sessiz bir mutabakat ile ulusal ölçekte yayın yapan gazete, radyo ve TV kanallarının hiçbirisinde kendini gösterme imkanı bulamasın. Devletin resmi kanalları milyonlarca oy alarak meclise girmiş bu partiye hayalet muamelesi yapsın. Mitingleri bombalansın ve insanların zarar görmemesi için kendi mitinglerini iptal etsin. Seçim büroları yakılsın, kurşunlansın. Seçim stantları faşistlerin ve polislerin saldırılarına maruz kalsın. Ve en son derdini anlattığı iki sayfalık bildiriler bile yasaklanmaya çalışılsın. El insaf yahu! Ne yapalım? Telepati yöntemiyle mi propaganda yapalım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder