4 Mayıs 2011 Çarşamba

Hoşgörü şehrinde futbol maçı




24 Nisan 2011

Hatayspor: 3 Kırşehirspor: 1

Ocak ayında gelen indirimli bir ucak bileti ile başlamıştı bu maçın hikayesi. O hafta bizim çubukluya ve gideceğim yerdeki programa bakmadan verilmiş bir karardı. Hadi dürüst olayım Ocak ayında bizim takımın durumu malum. Nisan ayına ne olur bilinmez dedik ama Fenerbahçe herkese yaptığını bana da yaptı. Böylesine can kurban.

Dostlarım İzmir seferine çıkmaya hazırlanırken benim yönüm daha güneye Suriye sınırına, Antakya’ya çevrilmişti. Antakya ile ilgili detayları ve gezi notlarımı başka bir yazıda okuyabilirsiniz. Burada güneyde bir hacılık hikayesi ile yetineceksiniz.

Elveda Halepspor

Seyahat programımıza göre pazar gününü Antakya’ya 1-2 saatlik mesafede Suriye’nin görülesi şehri Halep’de geçirecektik. Gitmeden önce Halep’in meşhur (meşhuluğu benim için Fenerbahçe’nin açılışını yapmış olmasından geliyor) Olimpiyat stadında Al İttihad maçı izleyebileceğimi düşünüyordum. Fakat Suriye’nin yaşadığı sorunlu dönem futbol maçlarına da darbe vurmuştu. Hacılık için bulunmaz fırsat kaçacak gibiydi derken Suriye hayali yaşanan ölümlerle riske atılmaması gereken bir duruma dönüştü ve gözler tekrardan güzide Hatayspor’a cevrildi.

Merhaba Hatayspor

Şehirdeki ilk kahvaltımızı cuma günü, tavsiye edilen ama herhangi yerel özelliği olmayan bir mekanda yaparken içeriye her hallerinden ‘biz buranın kadın basketbol takımıyız’ diyen bir grup girdi. Şehirde sporla ilk karşılaşma gerçekleşmişti böylece. Garsonlardan öğrendiğim kadarıyla 2. Ligde playofflarda 4’lü final grubuna kalmışlar. (Yazı yazıldığı sırada final grubunda ilk maçlarını kazanmışlardı.)

Şehir gezileri esnasında herkes merkez olarak meydan, anıt vs belirlerken bendeniz nedense merkezi hep stad olarak kerteriz alır, öncelikle yeşil alanın etrafına dizilmiş yükseltilerin yerini belirlemeye çalışırım. Bu sefer de farklı olmadı. Stad yönü önceden belirlenmiş ve pazar günü yolumuzu şaşırmamamız için gerekli şartlar sağlanmıştı.

Maç 3. Lig maçıydı ve Hatayspor ya doğrudan ya da playof’dan bir üst lige çıkma umudu taşıyordu. Rakip Kırşehirspor ise düşme hattı bölgesinde. Yani her haliyle bir amaç maçı.

Maç saati yaklaştığında stada doğru yönleniyoruz. Karşıdan bir grup geliyor. Elde davul, boyunda atkı, şapkalar apaçi stayla. Doğru yerdeyiz. Gişeye yönelip biletlerimizi alıyoruz. İki tribün var. İkisi de kapalı ama biri 5 TL öbürü 2 TL. 5 TL’lik kapalıdan biletimizi alıyoruz. Kale arkası rakip taraftara ayrılmış 4-5 basmak sadece.

Kültür Turu

Bilet meselesini çözdükten sonra sıra stad tavafında. Stadın etrafında bir tur atmadan olmaz. Gelen grup, stad etrafında yazılar filan anlaşılıyor ki taraftar kültürüyle karşı karşıyayız. Kültürün olduğu her yer kutsaldır.

Stad yazılarından


Karşı (bizdeki maraton) tribün önünden geçerken orada da başka bir grubu giriş yaparken görüyoruz. İlginç geliyor. İlginçliği olumlu anlamda kullanıyorum. Çeşitlilik iyidir. Maratondaki grubun ismi Cadde. Tanıdık geliyor J Kapalıdaki grubun adı ne acaba?

Tribün Grupsuz olmaz

Tavaf bitince içeri giriyoruz. Stad, bulunduğumuz yerden görüldüğü kadarıyla klasik bir Anadolu stadı. Arkada Habib-i Neccar Dağı güzel bir görüntü oluşturuyor. Kapalı ortada ‘Şeref Tribünü’ denen protokol. Hiyerarşik sıra ile herkes yerini alıyor. En son Vali ve kadro tamam. Kapalı sol tarafta konuşlanan grup davullarla giriş yapıyor. Merak ettiğimiz grubun pankartını görünce ismini de öğreniyoruz: Grup Hoşgörü. Tam Antakya’ya yakışan bir grup ismi. Maratonda yeralan Cadde güzel pankartlarla tam bir tribün yapmış.


Cadde ve Hoşgörü

Hatayspor sahaya çıkarken ellerindeki güvercinleri ortasahada havaya bırakıyorlar. Güzel görüntü. Kırşehirspor sahaya çıkınca Grup Hoşgörü tribüne çağırıyor. Cadde karşı tribünden bağırıyor ‘Hepiniz O…. Çocuğusunuz’!... Etrafta oturan Hataylılar tepki veriyor. Soruyoruz neden böyle diye? Birinin ak dediğine diğeri kara der diyorlar. Aralarındaki husumeti bilen yok. Ya da söylemek istemiyorlar ama tribünde ilk yarı boyunca ayrı telden çalıp durdular.

Hatayspor 2010-2011

Maç başlıyor ve Kırşehirsporun ataklarını püskürten Hataysporun bulduğu gollerle bir anda 3-0 oluyor. Ligler arası farkı izledikce daha rahat görüyoruz. Skoru bulunca Hoşgörü coşuyor ve onlar coştukca Cadde üzerlerine vuran güneşin de etkisiyle sessizliğe bürünüyor. Söylenen tezahüratlar neredeyse tamamen Fener tribününden. Hatay ve çevresi ben bildim bileli Fenerbahçe sevgisinin yoğun olarak yaşandığı bir bölgedir zaten de tribün etkisinin bu kadar içerden olduğunu bilmiyordum.

Maçtan bir enstantane ve arkada Habib-i Neccar


Fener en yakın nereye gelir?

Devre arası etrafımdakilerle konuşurken söylenen sözler az daha gözlerimden yaşları boşaltacaktı. ‘Biz neden Alex’i, Niang’ı izlemek için Antep’e Adanaya gitmek zorundayız’ diyordu Fenerbahçe sevdalısı bir Hatay’lı. Yönetimine serzenişte bulunuyordu. ‘Bu takım hep yukarı oynuyor ama sonradan nedense maç veriyor, ya maç satıyorlar ya da adam!’ diyordu bağrıyanık fenerli. Tamam dedim belki futbolda zor ama bak Kadın basketbolda belki gelecek Fenerbahçe. ‘Evet’ dedi, ‘bari orada izleyelim Feneri’. Teselli olarak Selçuk Şahin'in zamanında bu sahadan geçtiğini de övünerek söylüyorlar.

İkinci yarı ile birlikte Cadde de hareketlendi ve tribünler maçtan koparak kendi dünyalarına kapandılar. Skoru erken kopan her maçta olduğu gibi. Bu devrenin özelliği iki grubun da karşılıklı coşkuyu paylaşmalarıydı. Antakya’ya da bu yakışır zaten.

Maç Kırşehirsporun attığı bir gol ile 3-1 sonuçlandı. Aklımda kalan ise staddaki Fenerbahçe formalı çocuklardı.

Gözlerimiz 2. Lig B grubunda seni arayacak Hatayspor. Biraz daha Fenerbahçe’ne yakın olmak için...


Maçtaki küçük Fenerbahçeliler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder